Büyük Hayalleri ile İmparatorluğu Küçülten Asker: ENVER PAŞA

Siyasi Tarih Açıldı:www.siyasiitarih.blogspot.comTarihte, kendi ihtiraslarından dolayı kendi kariyerini yok eden birçok asker vardır.Ancak, sadece kendi egosu için tüm bir imparatorluğu yok eden asker sayısı çok azdır.İşte bunlardan birisiydi Enver Paşa, kendi ihtirasları için koskoca bir imparatorluğu yok etti...

Enver Paşa, 22 kasım 1881(Atatürk ile aynı yılda doğmuştur)'de, Manastır'daki mütevazi bir ailede dünyaya geldi.Babası Ahmed, sultan Hamid'in paşalarından biriydi.Annesi Ayşe ise Arnavut kökenliydi.İlk eğitimini ailesinden ve bir çerkez olan babaannesinden aldı.

İstanbul'da, Lise'den birincilikle mezun olduğunda önce Askeri Rüştiye'ye, ardından da Harp Akademisine girdi.1902 yılında mezun olduğunda Selenikte'ki Üçüncü Kolordu'ya yüzbaşı olarak atandı.


Hayatının bu evresine kadar sıradan bir Osmanlı askerinin çizgisinden çıkmayan Enver, nasıl olmuştu da Osmanlının son yıllarına damgasını vurmuştu.Hatta Hitler'in "Kavgam" isimli kitabında dahi atıfta bulunulacak ne yapmıştı bu asker?

Kendisi hakkında atılıp tutulanların haddi hesabı olmasa da Enver Paşa hakkında söylenebilecek tek şey var;İhtirasları ve hayalperestliği, aklını aşan adam...

İlk görev yeri, Jön Türklerin karargahı olan Makedonya oldu.1906 yılında binbaşılığa yükselerek Manastır'daki Üçüncü Ordu Karargahına atandı.

Bu sırada, 1800'lü yılların ortalarından itibaren imparatorluk aydınları arasında fikri bir dönüşüm yaşanmaya başlamıştı.Fransız aydınlardan etkilenen ve genç osmanlılar diye isimlendirilen zümrenin de gayretleriyle Osmanlı, ilk kez 1876 yılında anayasa ile tanışmıştı.Lakin bu, uzun soluklu olmamış ve Abdülhamid 1878 yılında meşrutiyet'i kaldırmıştı.Bu sırada genç osmanlılarda boş durmuyor, statükocu diye nitelendirdikleri Abdülhamid'e karşı isyan hazırlıkları yapıyorlardı.Bu hazırlıkların en önemli gruplaşması, şüphesiz ki İttihat ve Terakki Partisi olacaktı...

Jön türklerin etkisi altına giren osmanlı subaylarından biri de Enver Paşa'ydı.Aynı esnada, bir başka genç subay da bu akımın etkisi altına giriyordu:Mustafa Kemal.Kaderin cilvesi olsa gerek, bu iki askerden biri imparatorluğu yıkarken biri imparatorluğun küllerinden yepyeni bir devlet kuracaktı!

1908 yılına gelinirken Enver, kendi muhalefet eksenindeki bir numaralı isim olmuştu.İstanbul'da, Sultana karşı bir darbe yapılması planlanıyordu.Ancak Abdülhamid'in geniş bir istihbarat ağı vadı ve sultan kurt bir syasetçiydi.Olan bitenlerden haberdardı.Makedonya'da olanların boyutunu belirlemek için bir soruşturma emri verdi.Enver'in, soruşturma sonuçlarının payitahta ulaşmasını engellemesi için yapabileceği tek şey, sultanın müfettişini ortadan kaldırmaktı ve o da öyle yaptı.Sultan'ın hamlesi ise çok daha zekiceydi, Enver'in rütbesini terfi ettirerek tayinini İstanbul'a çıkardı.Ancak Enver, başkente gitmek yerine dağa çıkacaktı...

Enver Paşa, tayinin İstanbul'a çıkması üzerine, birçok ittihatçı ve yüzlerce asker ile dağa çıktı.Artık İmparatorluğun zembereğini attıracak süreçte başlıyordu.İttihatçılar 23 temmuz 1908 tarihinde hükümet konağını basınca, muhalefetin ciddi olduğunu anlayan Abdülhamid, hiç vakit kaybetmeden iknci meşrutiyeti ilan etti.Osmanlı, ikinci kez parlamenter monarşiye geçmişti.

Lakin işler bir süre sonra yeniden karışacaktı.Meclis, "dinci" olduğu iddia edilen ittihatçı hareket karşıtlarnın yoğun muhalefetiyle karşı karşıyaydı.Özellikle 1909 Nisanında işlerin karıştığını hisseden ittihatçılar harekete geçti.Selanik'ten gelen harekat ordusu, 24 Nisan 1909 yılında olayları bastırdı ve Abdülhamid'i tahtan indirerek yerine V.Mehmet Reşat'ı tahta geçridi.Mustafa Kemal ve Hüseyin Hüsnü paşanın kurmaylığında harekete geçen bu ordunun başında Berlin'den gelen Enver Paşa bulunuyordu...


Artık Enver Paşa, hem İttihat ve Terakki'de, hem de devlette çok güçlü bir isimdi...

Yeni döneme Berlin askeri ateşesi olarak başlayan Enver'in Alman hayranlığı da başlıyordu.Berlin'de Almancasını geliştiren Enver için Almanya yenilmezdi, ona oynayan kazanırdı.Ancak, ülkesini Almanya saflarında tutabilmesi için devlet içinde çok önemli bir noktada olması gerekiyordu.Artık herkes için maceralı, ama kanla süslenecek bir dönem başlıyordu.

İtalyanların Libya'yı alması üzerine İstanbul'a çağırılan Enver için herşey çok iyi gidiyordu.İmparatorluğun eski topraklarının yanında, yenilerini de ekleme düşüncesindeydi bu toy asker...

1913 yılında orduya Edirne'ye yürüme emri verdi, Balkan Savaşlarında kaybedilen Edirne, Enver'in kontrolündeki ordunun eline geçiyordu."Buradayız, ve burada kalacağız." şeklnde halka seslenen Enver, payitahta da ses bulmaya balamıştı.Kısa süre sonra harbiye nazırlığına yükselen Enver, artık savaş bakanıydı, böylelikle hem Enver için hem de o çok sevdiği ulusu için şansızlıklar silsilesi başlıyordu.

Birinci dünya harbi başlamış, Osmanlı da seferbelik ilan etmişti.Enver Paşa, hayranı olduğu Almanya ile ittifak yapmak için görüşmelere başlamıştı.Sultan ise saraylardan birine sıkışmış, olan biteni sessizce izliyordu...

Goben ve Breslau adlı iki Alman zırhlısı, Akdeniz'de bir taraftan sağı solu bombalıyor, bir taraftan da arkasındaki İngiliz donamasından kaçıyorlardı.10 Ağustos 1914 yılında Çanakkale boğazına ulaşan gemiler, Enver Paşanın emriyle boğazdan geçirildi.Ardından satın alınarak isimleri Yavuz ve Midilli olarak değiştirildi.Böylece Osmanlı, savaştaki rengini belli ediyordu.29 ekim gecesi, bu iki Osmanlı gemisi, Rusların Sivastapol ve Odessa limanlarını bombalayarak Osmanlıyı son savaşına sürüklüyorlardı.Kısa süre sonra Fransa ve İngiltere'nin de Osmanlıya savaş ilan etmesiyle Osmanlı resmen dünya harbine girdi.Enver ise "sağlam ata oynadığını" düşünüyor, Turan kurma hayallerini süslüyordu.

Osmanlı savaşa dört büyük cephede savaşa girdi, Avrupa, Suriye, Irak ve Kafkasya.O ana kadar Enver'i hiç yalnız bırakmamış şans faktörü artık Enver'e hiç uğramayacak, basiretsizliği ile onu başbaşa bırakacaktı.


Kısa sürede Osmanlı ordusunu, Alman komutanların eline bırakan Enver, Kafkasya cephesi ile ilgilenmeye başladı.150 bin kişilik üçüncü orduyu, kafkasya'ya hareketlendirdi.Amaç, Rus üçüncü ordusunu imha edip Türk vilayetlerine ulaşmak ve nihayetinde Turanı kurmaktı..

16 aralık 914 yılında, askerlere "ne pahasına olursa olsun Rusları yok edin." emrini veriyordu Enver.Kısa sürede harekete geçen ordu, yazlık donanımlarıyla adeta bir cehenneme sürülmüştü.Karadeniz'den, bu türk ordusuna erzak taşıyan gemilerin İngilizler tarafından batırılmasına rağmen bu haber, Enver Paşa sayesinde uzunca bir süre sansürlerdi.

Kara kışta erzak ve giyecek bekleyen mehmetçiğe Enver Paşa'nın emri aynen şöyleydi:"Askerler!Hepinizi ziyeret ettim.Ayağınızda çarık, sırtınızda paltonuz olmadığını gördüm.Lakin, karşınızdaki düşman sizden korkuyor.Orada her türlü nimete kauşacaksınız.İslam aleminin bütün ümidi sizsiniz."

Enver Paşa, bu arada şeyhülislam'ın cihad fetvası yayınlamasını sağlamıştı.Ülkede tam bir seferberlik havası esiyor, "melekler bu milletin kurtulacağını ona fısıldarlar." şeklindeki şiirleriyle Ziya Gökalp ve diğerleri Enver Paşa'nın ideallerine su taşıyorlardı.

1914'ün 22 aralığında Sarıkamış harekatı topyekün başladı.Planlara göre üç kolordudan oluşan 3. ordunun bir bölümü Allahuekber Dağları'nı yürüyerek Sarıkamış'ı kuşatacaktı.Lakin Hafuz Hakkı Beyi Rus birliklerini taki ederek savaş sahasını genişletmesi tüm bu planları alt üst etti.Kışlık elbisesi olmayan binlerce asker Allahüekber Dağlarına sürülmüştü.Bu askerlerden binlercesi henüz düşmanı göremeden donarak şehit oldular, yada tifüs ve benzeri hastalıklardan savaşamayacak duruma geldiler.Durumun kontrolde çıktığını gören Enver Paşa, komutayı Hakkı Beye devredip Erzuruma çekildi.Hakkı Beyin ifadesiyle, "şereften başka herşey, mahvolmuştu".


Ardından İstanbul'a dönen Enver Paşa, Sarıkamış fiyaskosunu 1922'e kadar sansürletmeyi başaracaktı.

Yakın zamana kadar ilkokullarımızda hafif bir utançla öğretilen "Birinci Dünya Savaşında Almanya yenildiği için biz de yenilmiş sayıldık." ifadesi yanlıştı.Çünkü birçok cephede kahramanca savaşan türk askerleri, ne yazık ki bu cephelerden birkaçı haricinde hep yenilgi ile ayrılmıştı...

Sevr antlaşmsı imzalandıktan sonra Kasım 1918'de Berlin üzeriden Rusya'ya kaçtı Enver Paşa.Aynı zamanda Anadolu'da, Mustafa Kemal liderliğinde yni bir macera başlıyordu.

Enver Paşa, birkaç yıl önce binlerce insanı üzerlerine savaşmaya yolladığı Ruslar ile de birleşmekte gecikmedi.İhtirasının kurbanı olan Enver Paşa, Lenin ile tanışmış ve onun tarafından doğudaki müslümanlara işçilik düşüncesi altında sempatizan toplaması için türk vilayetlerine gönderilmişti.Aslında hem Enver hem de Lenin birbirini kullanmaya çalışıyorlardı.Ancak, Enver için şansızlık silsilesi daha bitmemişti.Anadoludakurulan yeni Türkiye ie Sovyetler yakınlaştığı için Ruslar tarafından da gözden çıkarıldı.Artk manevra sahası çok darlaşmıştı Enver'in.Buhara'ya gitti, amacı kenine asker toplayıp yeniden Türkiye'ye dönmekti.Ama hiçbirşey panladığı gibi gitmeyecekti.4 Ağustos 1922'de, bugünkü Tacikistan sınırları içerisindeki Pamir Dağlarında rus mitralyözlerinden çıkan kurşunlarla bir başına bu dünyadan ayrılıyordu.Ölüm, onun bütün süslü hayallerine nazire yaparcasına onu Orta Asya eteklerinde bir başına yakalamıştı.

Onun hakkında her dönem farklı şeyler çizildi.Bazıları kurtuluş mücadelesine silah ve para yollayarak katkıda bulunduğunu, bazıları da onu günah keçisi ilan eder.Ancak bunların hiçbirisi onun ihtiraslarına kurban gitmiş bir asker olduğu gerçeğini değiştiremez.O,kendi sonunu kendisi hazırlamıştı...
**********************************************************************************
"Farklı" Notlar

*Askeri okulu birincilikle bitirdi.Aynı yıl mezun olan Mustafa Kemal ise ilk 15'e dahi girememişti.Ancak Mustafa Kemal, ondan çok daha iyi bir aser olduğunu kanıtlamıştır.
*"Enveri" adı verilen ve arapça harflerinin birbirinden ayrı yazılsı esasına dayanan yeni bir alfabeyi buldu.
*İmparatorluğu soktuğu 1. Dünya Savaşında Kafkas Cephesikomutanlığını yaptı.
*1 Ocak 1919 yılında hükümet taraından askerlikten ihraç edildi.
*Rus askerleri değil, bir emeni tarafından öldürülmüş olduğu iddia edilse de bu kanıtlanamadı.
*Naaşı, 1996 yılında Tacikistan'dan getirilerek Şişli'deki Abide-i Hürriyet tepesine defnedildi.

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Design in CSS by TemplateWorld and sponsored by SmashingMagazine
Blogger Template created by Deluxe Templates