90'lı yıllarda tartışılan bir kavram neden şimdi günümüzde tartışılıyor? Neo Osmanlıcılık nedir ?
Yüksek eğitim seviyesinin artması ve kitle iletişim haberleşmenin yaygınlaşması ile islami burjuva ortaya çıkmış, bu da beraberinde islami kimlik söyleminin çıkmasına neden olmuştur. Bu kimlik Demokratikleşme sürecinde Turgut Özal’ın Anavatanı, Tansu Çillerin Doğru Yol Partisi ve Necmettin Erbakan’ın Refah Partisi ile yeni siyasi elitlerin oluşmasını sağlamıştır.Bu partiler bir nebzede olsa Osmanlı-İslamcı görüşü merkeze taşımışlardır. Örnek vermek gerekirse 1995 seçimlerinde RP oyların %21 almış ve Doğru Yol Partisi ile koalisyon kurmuştur. Böylece ilk defa açık Osmanlı-İslam mirasına dayanan bir başbakan olmuştur.
Neo Osmanlıcılar Osmanlının tecrübesi ve islama geniş bağlılığın olduğu bir Türkiye hayal etmektedir.
İstiyorsanız biraz da Neo Osmanlıcılığı döneminde çok tartışılan Turgut Özal ile ilgili konuşalım, gerek açılımları gerekse darbe sonrası kurduğu hükümetle kimi çevreler tarafından çok sevilen kimileri tarafında nefret edilen Turgut Özal bir konuşmasında şunları söylemiştir: ''Bu toplumun en güçlü kimlik öğesinin İslam olduğuna inanıyorum. Anadolu’daki müslümanları ve Balkanları birleştiren dindir. Bu yüzden, İslam, farklı müslüman grupların bir arada yaşamaları ve yardımlaşmaları için güçlü bir birleştiricidir. Zaten, eski Osmanlı’da Türk olmak müslüman olmak demektir veya tam tersidir''. Bu da açıkça göstermektedir ki Turgut Özal’ında Osmanlı’ya olan hayranlığı aşikârdır. Fakat hiç bir zaman Turgut Özal politikalarını Osmanlı-İslam mirasına dayandırdığını kabul etmemiş, bunu açıkça söylememiştir.

Günümüze baktığımız zaman da, hem doksanlarda oluşan İslami Elit tabaka hem de darbeci paşa Kenan Evren'in açtırmış olduğu İmam Hatip Liselerinde okumuş kişilerin günümüzde Bürokrasi ve Hükümette görev almalarının etkisi çok büyüktür. Bu kişiler açık açık söylemlerinde Neo Osmanlıcılığı kabul etmeseler de, çizgilerinin o yönde olduğu bir çok çevre tarafından bilinmektedir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Açık bir şekilde politikalarını Osmanlı-İslam mirasına dayandıran Eski başbakan ve eski parti lideri Erbakan’ın talebesi olduğu herkes tarafında bilinmektedir. Başbakanımızın bir çok beyanatında Osmanlı mirasına ve Osmanlıya olan hayranlığını görmekteyiz. Aslında Türkiye’de Yeniden Neo Osmanlıcılığın tartışılmasında iki insanın çok fazla payı vardır. İlki, Dış Politikada atılan adımlar ve onun perde arkadasındaki adam Prof. Dr Ahmet Davutoğlu’dur. Ahmet Davutoğlu, izlediği başarılı dış politikalar sonucunda yeni dışişleri bakanımız olmuştur. Peki Ahmet Davutoğlu kimdir? Ahmet Davutoğlu'nun, ilk başlarda gölge adam olarak dış politikaya yön verdiği ve birçok kararda görüşlerinin olduğu iddaa edilmektedir. Örneğin Davos’ta izlenen Irak politikasında ve bazen de Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanlık uçağı ile Amerika'da görüşmelere gittiği bilinmektedir.
Türkiye hiçbir döneminde komşuları ile sınır sorunu yaşamazken Ahmet Davutoğlu’nun izlediği dış politika ile bu gerçekleşmiştir. Ahmet Davutoğlu göreve geldiği 1.5 ay itibari ile 11 ülke gezisinde, dış politakada diğer dönemlere nazaran farklı birşeylerin olduğu gerçeğini vermektedir. Aslında Neo Osmanlıcıların hedefi de şudur; önce bölgenizde etkili bir politika, daha sonra Türk nüfusunun yaşadığı Balkanları etki altına almak ve güçlü bir Türkiye. Günümüzde yaşananlar Neo Osmanlıcılıkla paralellik göstermektedir.

Neo Osmanlıcılığın Hortlamasını sağlayan ikinci insan Dr.George Freidman’dır. Freidman ocak ayında çıkan, “Önümüzdeki 100 yıl” adlı Kitabındaki Türkiye hakkındaki öngörüleri Muhafazakar-İslami toplumu heyecanlandırmıştır ve Medyamızda da geniş yer bulmuştur. Peki bulmalı mıydı? Evet, bence bulmalıydı, çünkü Freidman Dünyanın en iyi strateji uzmanlarından. CIA’ın gölge adamı, Pentagonun analizcisi ve görüşleri yabana atılmayacak bir insan. Freidmanın görüşleri Laikçi tarafı kızdırırken muhafazakar İslami tarafı sevindirmiştir. Freidman Osmanlının 20-30 yıl sonra önce bölgesinde, sonra Eski Osmanlı topraklarında etkisinin artacağını ve yayılmacı bir politika ile Osmanlı’nın eski topraklarına sahip olacağını ön görmüş, hatta başkentliğin İstanbul’a taşınacağını iddia etmiştir..
Bölgesinde sıfır sorun ve güçlü bir Türkiye, Eski Osmanlı topraklarında yaşayan Türklere sahip çıkan onları koruyan bir dış politika, eski Osmanlı toprakları, bunlar seni heyecanlandırmıyor mu ?
---NOT---
Yazı, Farklı Tarih'e yeni katılmış olan Yasin Demir tarafından yazılmıştır. Yazı sebebiyle kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
---NOT---
0 yorum:
Yorum Gönder