İslam Dünyasının Şahit Olduğu İlk Din Barışı: AMASYA ANTLAŞMASI


İslam dini, Hz. Muhammed(s.a.v)'in ölümünün ardından belli başlı kopukluklar yaşadı. Alevi, Şii vs. gibi yeni mezhepler oluştu. Hatta bazen bu mezhepler arasında çok büyük savalar patlak verdi, ancak bu mezhepler arasındaki ilk resmi barış, Amasya Antlaşması oldu...

Amasya Antlaşması, Avrupa'nın işini bitirip İran'a yönelen Kanuni ile İran Şahı arasında imzalanmıştı. Bu antlaşma, islam aleminin şahit olduğu ilk din barışının yanında, Osmanlı ve İran arasındaki ilk resmi antlaşma da olmuştur. Hikayesi ise şöyle:

Sultan Süleyman, Viyana dönüşü Avrupa ile İstanbul Antlaşmasını imzalamıştı. Bu antlaşma ile geçici de olsa Batı sınırını güvence altına almıştı.Zira, hedefinde babası Sultan Selim Hanın deviremediği İran vardı...

İran Safevi devleti, Fatihin ağır darbe verip yıktığı Akkoyunlu devletinin yerine kurulmuştu. Osmanlı batı ile uğraşırken, Şiiler Doğu Anadoluda halkı galeyana getirmeye çalışıyorlardı. Bu esnada İran Şahı Tahmasb'ın, Kanuniye bağlı Bağdat valisini öldürtüp yerine kendisine yakın birini ataması, ardından da Bitlis Valisinin Osmanlıdan kopup İran tarafına geçmesi bardağı taşıran son damla oldu. Nihayetinde Sultan Süleyman, orduy-u Hümayunu ile 1533'de İran'a sefere başlayacaktı...

Kanuni'nin ordusunun önünde, Sadrazam İbrahim Paşa komutasındaki öncüler bulunuyordu. Bu öncüler, kısa sürede Tebriz'i ele geçirdi. İran, titriyordu...Ardından Bitlis'i alan İbrahim Paşa, İran şahı ile karşılaşmak için İran içlerine doğru kaymaya başldı. Osmanlı ile İran arasındaki ikinci dev savaş başlamıştı!

İran Şahı ise, meydan savaşından ziyade gerilla savaşı yapıyordu. Osmanlı Ordusunu taciz ederek kaçmaya başladı.Ertesi yıl, İbrahim Paşa ile birleşen Kanuni, Bağdat'ı inananılmaz bir kuşatma ile devraldı. Şehre cihan sultanı şeklinde giren Kanuni, tüm doğu ülkelerinin hükümranı olduğunu ferman buyuruyordu... Ancak seferi daha uzun tutamazdı, zira Avrupa'da yeniden birlikler başlamıştı.

Sultan Süleyman, İran Şahını tamamen temizlemek için 1548'de yeniden sefere başlamıştı. Şah ise yeniden eski stratejisini konuşturmaya başlamış, Azerbaycan'a kadar çekilmişti. Ordusu ile beraber Kafkasların sert kışı altında kalan Süleyman, birkaç fethin ardından yeniden payitahta dönemeye karar verdi. Şahı, birkez daha elinden kaçırmıştı!

Sultan Süleyman, 5 yıl aradan sonra İran'a tekrar sefere başladı. Yukarı Fırat'ı alan Sultan, Perslerden kalan bazı toprakları fethetti. Ancak şah, bu seferde meydan savaşından kaçıyordu. Süleyman, İran şahına yolladığı mektupta, babası Selim Hanın İran Şahına yolladığı mektubun aynısını yazıyordu:

"Sanma şâhım herkesi sen sadıkâne yâr olur.
Herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyâr olur.
sadıkâne belki ol âlemde serdâr olur.
Yâr olur ağyâr olur serdâr olur dîdâr olur..."

Ancak, nihayetinde yorulan şah uzlaşma önermek zorunda kaldı. 29 Mayıs 1555'te, Kanuninin Amasya'daki karargahına gelen İran elçisi Ferruhzade'nin imzaladığı Amasya Antlaşması ile Kanuninin 47 İran seferlerinin yanında, 47 yıllık İran-Osmanlı çatışmaları da sona eriyordu. Antlaşmaya göre Tebriz İran'a veriliyor, Bağdat, Basra, Mezopotamya ve Kafkaslar Osmanlıda kalıyordu.Kendisini zorbela kurtaran Şah, Osmanl topraklarına yönelik bütün saldırıları da durdurma sözü vermişti.

Bu antlaşma İslam aleminin tek patronu olduğunu kanıtlayan Osmanlı, kazandığı bu ivme ile 2 asır daha İslam aleminin halefi olduğuna muhalefet ettirmeyecekti...

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Design in CSS by TemplateWorld and sponsored by SmashingMagazine
Blogger Template created by Deluxe Templates